Eğer Polisin tanımını sadece insanların hak, özgürlük ve huzur içinde yaşayabilmelerini sağlayan birer memur olarak sınırlamaya kalkarsak bu onun sivil bir hayatının ve sivil bir vatandaşın sahip olduğu haklara sahip olmadığı düşüncesine sürükler.
Ki sadece toplumla sınırlı değildi Polisin özgürlüğünün kısıtlanması.
Mesela; aldığı eğitim süresince amirleri tarafından yüklenen “koruma, güvenlik ve sorumluluk misyonu” daha ilk günden polisi toplumdan farklı bir bireymiş gibi göstermeye yetiyordu.
Oysa ki poliste diğer herkes gibi Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara sahipti. Yani boş vakit, adil ücret, adil çalışma saatleri, güvenli çalışma ortamı...
Ve görevi sırasındaki kendisine tanınan.
Yaşam hakkı.
Çalıştığı birimdeki haklar,
Özel yaşantı hakkı,
Fikir sunma, öneri yapma ve en önemlisi örgütlenme özgürlüğü hakkı, Ayrımcılığa uğramama hakkı.
Düzgün çalışma koşullarına ilişkin haklar gibi...
Ve devamında polisliğin devletin negatif görevleriyle birlikte anıldığı için haliyle devletin verdiği yetki ve emirle polis meşru bir şekilde insanların hak ve özgürlüklerini sınırlama zorunda kalabilmekteydi. Yani ne zaman harekete geçip geçmeyeceği yada geçerse ne zaman ve nasıl geçeceğine dair bir inisiyatife sahip değildi.
Polis, insan hakları konusunda tek yönlü ve negatif şekilde bir inceleme konusu olurken kısa bir süre önce polisin oynayabileceği pozitif rol potansiyeli de takdir edilmiş ve hem insan hakları savunucuları hem de polis için ortak çıkarları düşünmeyi mümkün kılan bir anlayış ortaya çıkmıştı.
Çünkü pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de polisin içinde bulunduğu gerçeklik oldukça zorlayıcıydı. Yani Polisler uzun saatler çalışır, az maaş alır, yeterli koruma olmaksızın tehlikeli işler yapar, hem eğitim hem de teçhizat açısından (çekik yelek gibi) belli işleri yapabilmek için ihtiyaç duydukları hazırlıktan yoksundur.
Ki bu aşamada ister istemez akıllara polisin, kendi hakları korunmazken nasıl olup da insan haklarını korumasının beklendiği sorusu gelecekti.
Ve bu gayet normaldi.
Bu durumda yapılması gereken şey insan haklarına olan saygısının artırılmasını amaçlayan her türlü çabanın “polis memurlarının da içinde bulundukları durum dahil edilerek adil bir biçimde ele alınması gerekir.”