Yüce Türk devletimizin en fedakâr evlatlarından olan kahraman polislerimiz, bütün zorluklara rağmen canhıraş bir şekilde çalışıp görevlerini layıkıyla yerine getirmektedirler. Mesai kavramının olmadığı, istirahat saatlerinde bile her an çağrılma ihtimaliyle karşı karşıya olan polislerimiz gönül rahatlığıyla günlük plan veya hafta sonu tatil planları yapamamaktadır.
Mesai kavramları, amirlerinin iki dudağı arasında olan polislerimiz ekonomik dar boğazdan dolayı büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar.
Hem psikolojik hem ekonomik sıkıntılar yaşayan ve intiharın eşiğine gelen polislerimizin sesine ses, dertlerine derman olma vakti çoktan gelmiştir.
Özellikle bu son aylarda polis intiharları ne yazık ki büyük bir artış göstermiştir.
Vatan evladı bu polislerimizin intiharlarıyla ilgili bir çalışma var mıdır, bu konuyla ilgili bir komisyon kurulmuş mudur, sebep-sonuç ilişkisi içinde irdelenmiş midir, bu intiharların önüne geçilmek için tedbirler alınmakta mıdır? Bunların hepsi merak konusudur.
İnşallah yetkili merciler bu konuyla ilgili gerekli açıklamayı yapacaklardır ve bu intiharların önüne geçeceklerdir.
Polislerimiz sadece şehit olduklarında hatırlanmak istemiyorlar.
Vatanın öz evlatları olan, her an her tehlikeyle karşılaşma riskleri yüksek olan, toplumun bazı kesimleri tarafından sırf görevini yaptı diye horlanan, hakaret edilen, kendisine tokat atma cüreti gösterilen, sürülme tehdidiyle karşı karşıya kalanpolislerimiz kimsenin şamar oğlanı değildir. Kimse devletin polisine kabadayılık etme cüreti göstermemelidir. Polislerimizin, yaptığı kontrollerde bazı kişilerin kimin neyi olduğunu bulma gibi zorunluluğu yoktur, “Sen benim kimin neyi olduğumu biliyor musun?” gibi sorulara maruz kalan polis, akraba bulma ofisi değildir.
Sürekli gündeme getirilen fakat olumlu sonuç elde edilmesi ve tahsil farkı gözetilmeksizin 3600 ek gösterge hakkı bir an evvel verilmeli, polislerimizin mesaileri olumlu yönde değiştirilmeli, diğer özlük, sosyal ve mali hakları düzeltilmeli; ordu evlerinde olduğu gibi polis evlerinde de barınma ve diğer ücretlerde makul şekilde düzenleme yapılmalıdır.
Yine polislerimizin atanma takvimleri ve atanmalarında daha esnek davranılmalıdır. Fatih’in çerileri gibi, Sur’dagedik açan, Çin Sarayı’nı basan Kürşad’ın kırk çerisi gibi milleti için ölümlere atılan, devletimize ve milletimize karşı yapılan bütün tertiplerin karşısında bir bozkurt nidasıyla bir set gibi duran polislerimizi hak ettikleri şekilde maddi ve manevi bir refah içerisinde yaşatacak haklar verilmelidir.
Halkımızın can ve mal güvenliğini sağlayan Kahraman polislerimiz baş tacımızdır.
Bu günlerde Polisimize yapılan saldırıları şiddetle kınıyoruz.
Allah hainlere fırsat vermesin.
Allah Polisimizin ayaklarına taş değdirmesin.