Milleti oluşturan özelliklerin başında kültür gelir. Mana itibarıyla kültür dildir, töredir, dindir, birlik beraberlik için sevgi saygıdır, vatandır, bayraktır.
Kültür çok geniş kapsamlı bir kelimedir. Öncesinde insanlar bu sihirli kelimenin kapsam alanında birleşerek millet olma özelliği kazanır. Millet olma ruhunu kazanan toplumlar genel kültürlerini yaşayarak ve yaşatarak vatan kurar, bağımsızlık ve istiklaline kavuşur.
Yeryüzünde varlığınızı sürdürebilmeniz için güçlü olmanız gerekir. Vatan yaptığınız toprağın ve bağımsız bir devlet olmanızın düşmanı çoktur. İşte bu düşmana karşı durmanız, yurdunuzu ve namusunuzu korumanız için millet olma bilinci içerisinde milli birliğinizi, ekonominizi, millî savunmanızın unsurlarını, bilim ve teknolojinizi süratle güçlendirmeniz gerekir.
Türkler tarihte gittikleri her bölgede devlet kurmuşlar; güçlü de olmuşlar. Çünkü güçlü ordu, millî devlet, millî birlik ve beraberlik, adaletli yönetim, hakka hukuka riayet, sevgi ve saygıya dayanan, ötekileştirmeyen bir yönetim; yönetim altındaki toplumları bir arada tutmayı başarmış hatırı sayılır devlet olmuşlar.
Adaletin, hakkaniyetin, çalışmanın, doğru ve dürüstlüğün olduğu bir ülkede güç olur, birlik olur, güven olur, saygınlık olur.
Türk milleti tarihine, dinine, bayrağına, ezanına, Kur’an’ına, vatanına, bağımsızlığına, namusuna, geleneklerine, töresine sevdalı bir millettir. Bu özellikleri koruduğu sürece cihan hakimiyeti kurmuş, yedi düvele hükmetmiştir.
Tarihte kurulan Türk devletlerinin kuruluş ve gelişmesine baktığımızda özelliklerini koruduğu sürece güçlü olmuş, güçlü kalmış, hiçbir ülkenin boyunduruğu altına girmemiş.
Ne zaman ki adalet terazisi şaşmış, yönetenler zevk ve sefaya dalmış, halkını unutmuş, güçlü dönemin sermayesi ve itibarı tükenmiş; işte ondan sonra ülke günden güne zayıflamış ve yıkılmaya yüz tutmuş. Tam yıkıldı derken Allah'ın izniyle bir yiğit çıkmış, ülkesini ve milletini yeniden kurtarmıştır. Selam olsun o yiğitlere.
İşte bu devletlerden biri de ecdadımızın kurduğu, cihan hâkimi Osmanlı Devleti’dir. Adaletten ayrılmadığı, halkıyla bütünleştiği, ilmi irfanı geliştirdiği, güçlü ordu ve ekonomiye sahip olduğu, düşmanlarını iyi tanıyıp ülkesine ve milletine sahip çıktığı yıllarda güçlü olmuş, güçlü kalmış. Ne zaman ki milletini unutan, adaletten şaşan, iktidar kavgasına düşen, hırsına yenilen, gününü gün eden, zayıf karakterli, âciz yöneticiler devleti yönetmeye başladı, ikiyüzlü hainler yönetimde yer aldı; birlik beraberlik, ekonomi, ordu bozuldu. Cephede yenilgiler, toprak kayıpları ve işgaller sonucu o koca cihan hâkimi Osmanlı Türk Devleti toprakları, düşman devletler tarafından işgal edildi.
Yönetim teslim olmuş, elde son bir parça Anadolu toprağı kalmış. O da duyarlı, vatansever, milliyetçi, Türk halkının, verdiği canı pahasına namusunu korumaya çalıştığı Anadolu.
Yok olmakla karşı karşıya kalan Türk milletinin içinden Allah'ın lütfuyla bir yiğit lider doğuyor. Bu; Çanakkale kahramanı, yüreği vatan sevgisi dolu, hürriyet ve bağımsızlığına âşık, yürekli Mustafa Kemal Paşa. Sicili başarılarla dolu, iyi bir komutan, iyi bir lider, iyi bir teşkilatçı, strateji uzmanı, beklenen güneş Samsun'dan doğdu. Kısa zamanda Anadolu insanını teşkilatlandırdı, birleştirdi; bir yandan imkânsızlıkları imkâna çevirerek düşmanla mücadele ederken diğer yandan yeniden hayat bulacak devletin temellerini attı. Ankara’da Büyük Millet Meclisini kurdu, İnönü'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da meclis başkanı ve başkomutan Mustafa Kemal Paşa, ülkemizin dört bir yanını işgal
eden düşmanı yenerek imkânsızı başardı. Elbette bu başarı Türk milletinin bağrı yanık Anadolu insanının hep birlikte başarısıdır.
Düşmanlar Mustafa Kemal Paşa'nın ve Türk milletinin yenilmez, yıkılmaz gücünü kabul ederek ülkemizi terk etmek zorunda kaldılar.
Yeniden bağımsızlığın kazanılmasıyla Mustafa Kemal Paşa, devletin hür ve bağımsız yönetim şeklini belirleyerek cumhuriyeti kurdu. Gelişmelerin önündeki engelleri kaldırarak eğitimde, bilimde, hukukta, sanayide, ilimde çok önemli kararlar alarak kısa sürede hayata geçirdi; Türkiye'yi yeniden ayağa kaldırdı.
Minnettarız bu ülkeyi kuranlara; vatan, millet, bayrak, ezan, özgürlük âşıklarına. Ruhları şad olsun.
Bugün bize ve başta yöneticilerimize düşen; birlik ve beraberliğimizi, hür ve bağımsızlığımızı, vatanımızı canımız pahasına da olsa korumak, çok çalışmak, güçlü olmak, adalet terazisini düzgün tutmak, kimseyi ötekileştirmeden millî birliğimizi, bütünlüğümüzü muhafaza etmek; eksikleri, yanlışları, kayırmacılığı, kıyakçılığı ortadan kaldırmak, vatan hainlerine geçit vermeden Atatürk'ün emaneti vatanı ve cumhuriyeti korumaktır.