Mana itibarıyla geniş kapsamlı bir kelime olan ihanet; her alanda bütün canlılara zarar veren, kendi çıkarından başka bir şey düşünmeyen, bencil, çıkarcı, hak hukuk tanımayan, haram helal nedir bilmeyen haramzadelerin hayat tarzıdır.
Ülkemiz büyük bir depremle yasa boğuldu. Kayıplarımız, acılarımız çok büyük. Yüreğimiz dağlandı, hıçkırıklarımız boğazlarımızda düğümlendi, gözyaşlarımız kurudu. Giden canlar, göçük altında günlerce can çekişenler, kurtulmayı bekleyenler... Aman Allah'ım! Yandık, yıkıldık, ciğerimiz köz oldu. Rabb’imden kurtulanlara sağlık ve sabır, şehitlerimize rahmet diliyorum.
Tarih boyunca Türk milleti her acıyı yaşadı ama her defasında tek yürek oldu, yeniden ayağa kalktı, yeniden şahlandı.
Savaş olur; vatanımıza ihanet eden düşmanla iş birliği yapan hainler karşımıza çıkar, bu ülkenin ekmeğini yer, ihanet eder.
Depremler olur; yine bu hainlerin ihaneti sahnede. Deprem değil, ihanetler yaktı yıktı.
Deprem sonrası gördüğümüz manzara çok hazin. Binaların enkazları kum yağını... Hiç mi Allah'tan korkmadınız, zerre kadar vicdanınız yok mu? Bunca canların katilleri, gözünü para hırsı bürümüş ihanet şebekeleri bunlar. Sadece müteahhitler mi? Yapılan binalara temelinden çatısına, planına, projesine onay veren teknikerler, mühendisler, belediye başkanları, meclis üyeleri, kontrolörler, yapı denetimler... Hepiniz mi vicdanınızı kiraya verdiniz? Görevinize, sorumluğunuza ihanet ettiniz; hainsiniz.
Biliyoruz ülkemiz deprem bölgesi. 1999 depreminden sonra deprem yönetmelikleri yayınlandı. Güya depreme dayanıklı binalar yapılacaktı. Hani denetim nerede, vicdan nerede?
Japonya'da her gün deprem oluyor. Niye hasar yok? Niye can kaybı yok? Çünkü dürüst millet, dürüst yönetim, dürüst denetim ve bunlara uyan dürüst müteahhitler var. Bizde niye olmasın? dinimiz bize iyiyi, güzeli, doğruluğu, hak ve hukuku, haram ve helali hatta bütün canlıların haklarını korumayı, asla ihanet etmemeyi emrediyor. Bunun hesabını nasıl vereceksiniz?
Yönetenler hakkı unutur, kasasını doldurursa
Müteahhit yaptığı inşaattan çalarsa
Memur rüşvet alır, görevini yapmazsa
Öğretmen ders saatinden çalarsa
İmam camiye gitmez, başka işleri kovalarsa
Hâkim adalet terazisini düzgün tutmazsa
Kişi vatanına ihanet ederse
Çocuk ana babasına itaat etmezse
Komşu komşuya hainlik düşünürse sonuç ne olur?
Şu bir gerçek ki her meslek dalında, her hizmet alanında hainler vardır. Bunca hain arasında elbette görevini hakkaniyetle yapan müteahhit, yönetici, amir, memur, din görevlisi, öğretmen, hâkim, savcı vardır. Onları tenzih ederim. Benim sözüm görevine ihanet edenleredir.
Görevini suistimal eden, hainlik yapan, vatanımıza ve vatandaşımıza zarar veren, ihanet edenler; yasaların kıskacında en ağır şekilde cezalandırılmalıdırlar.
On ilimiz yerle bir olmuş, vatandaş can derdine düşmüş; ölüsüne mi ağlasın dirisine mi ağlasın, ülke kara yasa boğulmuş, komşu iller ve vatandaşlar tek yürek olmuş; yaraları sarmaya elinde avucunda ne varsa deprem bölgesine göndermeye çalışırken, görevliler bir can daha kurtarabilir miyiz diye çırpınırken, soğukta ve açta açıkta kalmasın diye güzel insanlarımız hizmet ederken bu sefer sahneye hırsızlar çıktı. Millet can derdinde, bu hainler mal derdinde. Bence yasalarımız yetersiz. Vur emri çıkartılsın; yakalanan eli kolu kesilsin, hapishanelerde beslenmesin, bunlara ve baştan beri saydığımız ihanetlere idam çıkarılsın. Milletin vekilleri, hepiniz sorumlusunuz. Ağır müeyyideler içeren yasalar yapın; herkesin yaptığı yanına kâr kalmasın, yüreğimize biraz su serpin.
Acımız büyük, tarifi mümkün değil. Bu millet dualı büyük bir millet. Bunca acımıza rağmen bir olup, diri olup, iri olup bunun da üstesinden geleceğiz. Hep birlikte acımızı yüreğimize gömerek gazi on ilimizi yeniden ayağa kaldıracağımıza inancım tamdır.
Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın, vatanımızı ve milletimizi muhafaza etsin, hainlere fırsat vermesin. Geçmiş olsun Türkiye’m!
Abdullah Kaplan
21.02.2023